Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Memnuniyetle...

Resim
Merhaba . Acayip bir ruh halindeyim bugün, son zamanlardan beri hissettiğim, no-man-land yaşam tarzı hakkındaki görüşümün doğruluğunu dolaylı olarak ta olsa test etme fırsatı buldum. No-man-land yaşam tarzı demişken koruyucu meleğim ve kendimin herkesten uzak bir köşede yaşama isteği. Sebepleri derin ve çok ama özellikle bugün çok önemsemediğim bir sebebin bu yaşam tarzını arzu etmemdeki temel gayelerden bir tanesi olduğunu anladım. Çünkü insan içinde yaşamak demek, siz ne kadar aksini savursanız savunun birilerini memnun etmeye dayanıyor. Akrabaların, arkadaşların, sosyal çevren, belediye otobüsünde yada metroda, vapurda her neyse her hangi bir yerdeki aynı havayı teneffüs ettiğin birilerini memnun etmek ihtiyacının hatta zorunluluğunun var olması. Belki güzel bir şey gibi algılanıyor insanları memnun etme, hatta bunu bir hayat tarzı olarak benimseyip, onları memnun etmeye çalışmadan da memnun edebilecek bir tarzda yaşamak buda mümkün olabilir, güzelde olur. Ama her zaman karşımızda

İnsanlığın Rafı...

Resim
Merhaba. Havalardan insanın deprasyona giresi geliyor. Sevmiyorum nedense yaz ayları dışındaki hiçbir mevsimi. Sevmiyorum demeyeyim hadi ama yaz aylarını ve sıcak havayı tercih ediyorum diyeyim. İstanbula geldim birkaç gün önce, havalardanmıdır (bence havalardandır) nedir, hiç yazmak yada başka bir şey yapmak gelmedi içimden. Neyse artık. Biraz twitter a takılayım diye bi hesap açtım. Hani belki bloğun da reklamını yaparım diye. Nasıl bir birşeydir bir türlü çözemedim. Galatasaraylı bir futbolcunun gördüğü sarı kartı eleştiren bir topic altında Adnan Oktar’ın bir şeyleri yazıyor. yada ne bileyim doların artışıyla alakalı yorum yapan birisini başka birisi ülkeden kovuyor. Sonra korktum acaba bende aşk yazsam birileride benim için uzaydan ülkenin en etkin bireylerinin yapmış olduğu araştırmaları çalmaya gelmiş birisi olarak mı yazacak diye. Sonra yazmadım sadece izliyorum. Gülüyorum bide deli gibi. İnanılmaz yaratıcı beyinler kol geziyor oralarda. Çok ince espriler. İnanılmaz keyifli a

Kibrit Kutusunda Aşk...

Resim
Merhaba . Devam edelim mi köye. Köyün sıkıntılarını insanların yaşamlarının ne kadar zor olduğundan onların kendilerini bilmeye başladığı andan itibaren hatta daha henüz kendilerini bilmeden önce hayatın onlar için biçtiği rolü tıpkı bir kolonide dünyaya gelmiş karınca gibi içgüdüsel görünmez yollardan durmaksızın durmaksızın bir yerlere gittiği gibi oynamaya devam ediyorlar. Hangi köye gidersen etrafı yeşildir köylerin. Köy için yeşil demek rızık demektir. İstanbullu için yeşil doğallık anlamına gelirken bu insanlar için yemektir. Yeşil alanını güzelleştirir ama amaç güzelleştirmek değildir. Amaçsız yeşil yoktur. Her bir yeşil ton bir amaca hizmet eder burada. Her bir amacın sonu aynı kapıya çıkar, hazırlıktır bilinmeyen geleceğe. Yeşil yerini beyaz örtüye bıraktığında karnını doyuracak yazın bin bir emekle yeşile çevirdikleri mahsulü. Her bir tonunu görürsünüz yeşilin, en açığından en koyusuna, öyle bir ahenge sahiptir yeşilin tonları, her bir adımda tesadüfün değil, yaradanın varl