Hem Ahşap Hem Taş Olsun İstiyorum...


Merhaba, yoğun bir hafta geçirdim, artık boş geçirdiğim günlerdeki rutin dışı küçük olaylar yoğunluk gibi hissediliyor bedende de ruhta da. Neyse en son harcı hazırlamıştık sanırım. Duvarım güneşin doğuşuna şahit olan tarafında yer almamızı ümit ederek. İstiyorum diyordum ya, hazırlandığım harcın temele dökümüne kadar ben yapmak istiyorum. Hayatın bir ağaç gibi yeşereceği evimi yapmayı kendi ellerimle yapmak istiyorum. Kendi ellerimle yapmak istiyorum onu ki hataları bir güzellik olarak hatırlansın her daim tıpkı bir ağaç gibi hayatı barındırırken içinde. Temele dökeceğim harcın arasına demirleri bir klasik bir şekilde bağlayarak değil, sanki bir kalbi andırır şekilde bağlayıp yerleştirmek istiyorum içine. Küçücük demirden minik kalpler güçlendirsin temeli, bioenerji ne kadar doğrudur bilmem ama bir hayatın temeline koyulmuş demirden kalpler olursa belki de insanların çakraları her daim açık olur. Vücutta negatif enerji falan birikmez, bizler de hep pozitif enerjinin tadını çıkartırız. Astral yolculuklara çıkmadan da hayatın ne anlam ifade ettiğini, kendini bilmeyi, nefes alabilmenin insan için ne kadar değerli olduğunu, hayatın stresinden sıkıntısından sadece düşünerek, gerçek anlamda hayatı düşünerek sıyrılabileceğimiz anlarız. Minik demirden kalplerle dolu temelimin üstüne taş örmek istiyorum ellerimle. Küçük bir cam parçasına, parmağınızın ucuyla aldığınız yağlı boyayla yapmaya çalıştığım gün batımı şelale resmini çok beğenen koruyucu meleğimin beğeneceği yarım metre taş örmek istiyorum temelin üzerine. Taşları birbirinin üzerine ahenkle koyarken sıkı tutsunlar diye birbirlerini, aralarına serpiştirdiğim harçlar ahengi bozmasın. Sanki milyonlarca yıldır hiç terk edilmeden her daim yaşanmış bir ritüel gibi düz bir sonsuzluğa uzansın taşların ahengi, o yarım metrelik duvar bir sonsuzluk olsun istermiş gibi, ilerideki yeşerecek hayatlar gibi sonsuz olmasını ister gibi. Bakıldığında toprakla bir olsun, anlaşılmasın insan eliyle yapıldığı taş duvarın, hayat denilen kusursuz ritüeli ahenkle devam ettirsin istiyorum. Saklasın o ritüelin içinde, parçası olsun doğanın. Çevrelesin içinde hayatların yeşereceği, taşla harcın birbirine sarıldığı gibi sarılan birbirlerine, hiç ayrılmazcasına birbirine sarılmış harçla taşı yıkamayacağı gibi hiçbir depremin, öyle sıkı sarılan hiçbir gücün ayıramayacağı hayatların yaşayacağı evi taş duvar. Sonra beklemek lazım tabi, kuruyup sertleşmesi için duvarın, sabır ile. sadece bekleyerek değil, güneş kurutunca taş duvarı, sulamakta lazım çatlatmasın fazlası güneşin taş duvarı, etle kemik olana kadar. İnsan nasılda buluyor hayatı dünyada yaratılmış herşeyde. Tıpkı insanın hayatı gibi. sarılacaklar insanlar birbirlerine ki yıkılmasın. Sabredecek insanlar çok zaman ki bir hayat boyu dimdik ayakta kalsın. Sabrederken de ihtiyacı olanı alması lazım, çatlamak istemeyen duvarın sulanmaya ihtiyacı olduğu gibi. yarın metreyle ev olmuyor tabi, yarım metrenin üstüne çıkılması lazım. Ben ahşaptan istiyorum duvarın geri kalanını. İstiyorum ya, limitsiz istiyorum. ceviz ağacından kalaslarla öreyim duvarın kalan kısmını. Taş duvara hazırladığım olukların içine epoksi dökerek tutunmasını sağlayayım taş duvarla cevizin. Ne kadar zor değil mi, birbiriyle çok farklı bir iki maddenin bir araya gelmesini sağlamakla, birbirleriyle farklı iki insanın bir araya gelmesini sağlamakta. Bir ahenk oluşturamıyor her ikisi de. Mutsuz oluyorlar belki de. Birisi birinden önce geliyor diğeri ah ediyor, birisi diğerinin beklentileri, istekleri, arzuları diğerine yük geliyor, mutsuzluk oluyor anlaşmazlık oluyor. Tabi doğru açıdan bakamadığımız, hayatı anlayamadığım taktirde. Ağaçla betonu nasıl harmanlayacağız acaba bir duvarda. Nasıl doğal olmasını sağlayacağız. Bu ev insanlar tarafından bir ahşap ev mi, yoksa bir taş ev mi olarak algılanacak. Her ikisi birden olamaz mı acaba. Her ikisinde ihtiyaçları farklı ama ikisinin de ihtiyacı var birşeylere. Duvar dökülen yerlerinin tekrar sıvanmasını isterken, ceviz vernik ister kendini koruyabilsin diye. Aynı zamanda ikisinin de birbirine ihtiyacı ve faydası var hangi açıdan bakarsak bakalım. Ceviz duvar sayesinde dokunmayacak kendine kesilmeden önce can veren, kesildikten sonrada can düşmanı olan toprağa. Duvar ise taşımak zorunda olmayacak kendinden olan ama en az kendi kadar ağar yükleri yıllarca. Beklentileri, istekleri, arzuları birbirinden farklı iki insanda bir araya geldiğinde anlarsa şayet farklı olsa da ihtiyaçları, ikisinin buluştuğunda ihtiyaç duyması birşeylere. Farklı olan ihtiyaçta buluşursa şayet insanlar, yakalarlar bence taş duvarla ahşabın birlikteliğindeki faydaları. Fark etmememiz gereken sadece birlikte olduğumuzda daha güçlü olacağımız, birlikte olduğumuz sürece de ayakta kalabileceğimiz. Epoksi ile birleştirilmişsek şayet yani mayamın bir olmadığı birileriyle birlikte olmaya zorunlu kılındıysak biz insanlar, duvar olan taraf için hafif yük taşıdığı, ceviz olan taraf içince topraktan uzakta kaldığı için sarılmalıyız birbirimize. Bir ilişkide olabileceği gibi işte, okulda, otobüste, yolda, sokakta her yerde zorunlu birlikte olmak zorunda kaldığımız herkes için, pozitif yanlarını görmeliyiz ki, ayakta kalalım aksi taktirde epoksi de tutamaz bizi ayakta. Yıkılır gideriz. Hem taş hem ahşap bir ev istiyorum ben iki dönüm arazinin ortasına. İçinide kendim döşemek istiyorum koruyucu meleğimin arzularına göre ama başka bir yazıya kalsın olda. Kalın sağlıcakla.



Yorumlar

Okumalısınız...

Bir Teşekkür...

Ten Years From Now

Mutluluğun Devamı...

Mutluluk...