Uyku tutmadı, şeker portakalını okuyordum, sonra geldim yine
buraya. Mutluluktan bahsediyorduk. Tanımlayamadığımız mutluluktan, algılayamadığımız,
ulaşmak için çaba sarf ettiğimiz, bütün bu çabayı sarf ettiğimiz süre içerinde odaklandığımız
mutluluk anına ulaşırken ki geçirdiğimiz zamanı hiç düşünmüyoruz. Mutluluk ulaşılması
gereken bir noktamı yoksa sahip olduğumuz zaman mı. Hani dünyada
kaybettiğimizde tekrar sahip olamayacağımız bir başka değerli kavram. Ev almak
ister insanlar. Dünyanın bütün insanları aslına bakarsanız dünyanın bütün
canlıları. Barınma ihtiyacı dünyanın bütün canlıları için vaz geçilmez bir
gereklilik. Biz bütün hayatımız boyunca hayalini kurarız ev almanın. Aslında bu
başlı başına bir konudur. Ev sahibi olmak. Niye ev sahibi olmayı ister insan
diye. Neyse onu da konuşuruz. İnsanlar ev sahibi olmak ister dedik. Mutlu hisseder
evinde. Çaba sarf eder kendisine ait bir evi olsun diye. Hayaller kurar.
Ben çok kuruyorum açıkçası, en ince
ayrıntısına kadar düşünüyorum sahip olmak istediğim evin. Fas ta bir yer var. Kazablanka
da, ismini bilmiyorum oranın ama moroco mall diye bi alışveriş merkezinin
bulunduğu yer. dünyada gördüğüm en güzel manzaralardan birisine sahip orası. Okyanusun
hemen yanında. Uçsuz bucaksız geniş bir sahile sahip. Bizdeki gibi dağlar
kesmemiş sahili. Alabildiğine plaj. Çok geniş bir kumluk. Tamamı cam olan bir
duvar hayal ediyorum. Beyaz Akdeniz esintileri barındıran taş duvarları olan
bir yatak odası gözünü açtığın anda cam duvardan okyanus manzarası, açık mavi
pamuklu çarşafın kapladığı bir yatak, üzerinde kar beyazı bir pike. Yatağın baş
ucunda beyazın üç tonunun ahengini yansıtan bir komidin. Üzerinde beyaz masa
lambası, light sarı bir perdeyle renklendirilmiş sade bir oda. Gözünüzü açıyorsunuz
deniz mavisi ile gökyüzü mavisinin birleştiği noktayı yakalıyor gözünüz. Duvar kağıdı
da kullanabiliriz aslında yada dünyanın başka bir noktasında. Ne bileyim sınır
yok hayalde. Dedik ya herkesin hayali, bir eve sahip olmak. Çabalarlar onun için.
İstediklerini yemezler yada giymezler sırf ev sahibi olmak için. Dualarında ev
sahibi olmak vardır. Yada rakı masasında arkadaş sohbetinde. Bir ev
yaptıracağım memlekete. Çabalarlar ev sahibi olmak için. Geçirdikleri zamanı
umursamazlar. Mutlu olacaklar çünkü ev sahibi olduğunda. İstediği gibi
döşeyecek evi. Kimse her ay kira diye kapılarına gelmeyecek. Mutsuz olsalarda
olur ev sahibi olana kadar. Ahirette iman dünyada mekan lazım değilmi. Ulaşmak için
mutsuz yaşamış yıllarca. Kiradan kurtulacak. Mutlu hissedecek evi olduğunda. Hissedecek.
Yıllar geçer insanın bu şekilde. Alacak o evi mutlu olacak. Alır evi, güzelce
döşer. Oturur kendi evine. Ohhh ne güzel benim kendi evim var. Peki yirmi yıl yaşadığın
hayat yada yaşayamadığın hayat. Amaçsız yaşanmıyor evet, keşke bizler o amaca
ulaşmaya çalıştığımız zaman süresince mutlu olabilmeyi anlayabilsek. Ev almak
için çalışırken aynı anda da mutlu yaşasak. Ev aldığında değil de evi alırken mutlu
olsak. İki insan arasında ki ilişkide önemi sonunda birliktelik yaşamakta
değil, yaşadığın anda birlikte olmaya çalışsak, mutluluğu o anda yaşasak. Benim
koruyucu meleğimin dediği gibi önemli olanın yolun sonu değil, önemli olanın
yol olduğunu bilsek. Mutluluğu yolda tatsak….yolda tadılan mutluluktan daha sonra bahsedelim... geç oldu yatayım artık… iyi
geceler….
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisLhWI8Mt0SeSkSMEQAvG68PWksb_6KEAOmyiRBGqDKdx0J3xkKzamqaLA7j54t-dxKF-KwxL5BTTr7z6ISUlExKcKXuUvvWkQRtCQWFcSIOnLOz1woDfAFVcpwSIQYvWcWKvH-9OPAc2G/s640/mutluluk+devami.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder